Metin Ve Nejla Büyükşen cinayetinde son dakika gelişmesi: Büşra Büyükşen ne konuştu? Necla Büyükşen ve Metin Büyükşen’in katili kim?
Kamuoyunda mehir cinayeti olarak da bilinen Metin – Necla Büyükşen cinayetiyle ilgili son gelişmeler yakından takip ediliyor. Sosyal medyaya da konu olan Büyükşen cinayetinde özellikle ailenin doktoru oğlu Osman Büyükşen’in isyanı ve olayın tek görgü tanığı olan Büşra Büyükşen’in çelişkili ifadeleri çok konuşuldu.Gönül İlişkisi mi?
Büşra Büyükşen'in, "Yengemin gönül ilişkisi olabilir. Belki babam bunu fark etmiştir, bilmiyorum" sözleri üzerine canlı yayına bağlanan yenge Betül Büyükşen, kendisi hakkındaki iddiaları yalanladı. İşlemediği bir suçun iftirasıyla yaşadığını savunan yenge, kocasını hiçbir zaman aldatmadığını vurguladı. Eşi Uğur Büyükşen'le beraber daima kayınpederi ve kayınvalidesinin yanında olduklarını dile getiren şüphelerin odağındaki yenge, "Büşra tatillerde geziyordu. Osman okuyordu. Ben baktım" sözlerini kullandı.
Müge Anlı, Osman Büyükşen'in sözleri üzerine ağladı
Betül'ün babası Muammer Büyüktorcan'ın canlı yayına bağlanmasıyla çiftin oğlu Osman Büyükşen sinir krizi geçirdi. Büyüktorcan'ın sözleri karşısında Anne ve babasının katilini aramak için her yolu denediğini dile getiren Osman Büyükşen'in sözleri Müge Anlı'yı da ağlattı. Müge Anlı, Osman Büyükşen'e sarılarak acısını paylaştı.
Gözyaşlarına boğulan acılı evlat süreçle ilgili başından geçenleri anlattı. Olayla ilgilenen yetkililerin hatalar yaptığını dile getiren Büyükşen, "Ben her şeyi bırakıp annemin babamın katillerini aramak için istifa etmek istedim. Pandemi yüzünden istifa edemedim. Her şeyden vazgeçtim" dedi. Köydeki herkezin Muammer Büyüktorcan'dan korktuğunu belirten Osman Büyükşen, olayı köyde bilenlerin olduğunu iddia etti.
Büşra, kullanmış olduğu ilaçlar sebebiyle bir şey hatırlamadığını iddia etti
Konya'da işlenen cinayetin ardındaki sır perdesi kaldırılmaya çalışılırken Büşra Büyükşen'in gizledikleri merak konusu oldu. Müge Anlı canlı yayın programında Büşra ile alakalı televizyon ekranlarında açıklamayacağı iddialar olduğunu dile getirdi. Köyde konuşulanları ortaya dökmek istemediğini dile getiren başarılı sunucu, stüdyonun arkasında genç kızla kısa bir görüşme yaptı. Görüşmede, kullanmış olduğu ilaçlar sebebiyle olayla ilgili her şeyi karıştırdığını iddia eden Büşra, hiçbir şeyden emin olamadığını söyledi.
Adi Tıp Uzmanı Şevki Sözen, Büşra'nın kullanmış olduğu ilaçların unutkanlık gibi bir zararlı etkisi olmadığını açıkladı. Büşra'nın ağabeyi Osman Büyükşen'in de doktor olduğunu hatırlatan Sözen, "Büşra çok büyük bir baskı altında gibi görünüyor. İlaçlar sebebiyle bir şeyleri karıştırması mümkün değil" sözlerini kullandı.
Müge Anlı ile Tatlı Sert yayınına şüphelerin odağındaki bir diğer kardeş olan Uğur Büyükşen de katıldı. Cinayeti işlemediğini öne süren Uğur Büyükşen, swap izi konusunda da iddialarda bulundu. Cinayet işlendikten sonra eve girdiğini dile getiren şüphelerin odağındaki evlat, barut izlerinin o anda kendine bulaştığını iddia etti.Karakol komutanından Uğur Büyükşen'e yalanlama geldi.
Dönemin İsmil Jandarma Karakol Komutanı Cemil Aksoy'dan, Uğur Büyükşen'in iddialarına yalanlama geldi. Aksoy, cinayet günü hiç kimsenin eve girmediğini söyledi. Cenazelerin alındıktan sonra evin kapatılmadığını dile getiren Aksoy, o andan sonra giriş çıkışların yapıldığını dile getirdi. Adli Tıp Uzmanı Şevki Sözen, cansız bedenlerin ceset torbasına konulması ile beraber barut izi kalmasının olanaksız olduğunu söyledi. Sözen, "Uğur Büyükşen'in elinde, yüzünde, kıyafetlerinde barut izi var. Eşi Betül Büyülşen'in elinde ve yüzünde barut izi olduğu raporda mevcut. Böyle bir izin cesetler taşındıktan sonra bulaşması mümkün görünmüyor" dedi.
Daha önce ortaya atılan yasak ilişki iddiasına bir yenisi eklendi. Betül Büyükşen ve kuzeni Mehmet Ali Dayanır'la ilgili bir iddia da o dönem jandarma karakolunda görev yapan 'er' rütbesindeki bir askerden geldi. İsmini açıklamak istemeyen kişi, Betül'ün telefonunda Mehmet Ali Dayanır'la yapılmış çok sayıda konuşma gördüğünü söyledi. Mesajların akrabalık ilişkisinde atılmadığını söyleyen dönemin karakol personeli, "O mesajlara bugün ulaşılabilse şu anda farklı şeyler konuşuyor olabilirdik" diye konuştu.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.