Sedat Peker'in 9. videosu sonrası Emniyetten İçişleri Bakanlığına Her Yer Karıştı! Sedat Peker Emniyet Müdürü Servet Yılmaz'ı da hedef aldı ...

T24 yazarı Tolga Şardan da "Soylu'nun pazar sabahı video kayıt mesaisi ve Emniyet'te yaşananlar" başlıklı yazısında bazı emniyet müdürlerinin isimlerinin, Cumhurbaşkanlığı'nca MİT Başkanlığı'na gönderilip bilgi istendiğini yazdı.

Sedat Peker'in 9. videosunda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile birlikte Emniyet Genel Müdür yardımcısı Resul Holoğlu ve Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz'ı da hedef aldı. T24 yazarı Tolga Şardan da Süleyman Soylu'nun pazar sabahı video kayıt mesaisi ve Emniyet'te yaşananlara dair çarpıcı iddialarda bulundu.

Şardan, "Üzerinde araştırma yapılan isimlerin birinci sınıfa terfi etmesi planlanan emniyet müdürleri ile olası yeni kararnamede aktif görev verilmesi beklenen isimler olduğu belirtiliyor" dedi.

Şardan’ın yazısı şöyle:

Önce İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan bahsedeyim. Soylu, cumartesi günü Afyonkarahisar'daydı. Güney beldesinde yenilenecek seçim için kalabalık bir konvoyla kente giden Soylu, miting yaptıktan sonra Ankara'ya döndü. Soylu'nun seçim çalışmasına Emniyet Genel Müdürlüğü'nden iki üst düzey isim de katıldı. Terörle Mücadele Dairesi Başkanı Hasan Yiğit ile İstihbarat Başkanı Sabit Akın Zaimoğlu, Soylu'yla birlikte seçim gezisindelerdi.

Siyasi çalışmanın ardından Soylu, pek alışılmadık biçimde Ankara'ya döndü. Çoğunlukla hafta sonlarını İstanbul'da ya da farklı kentlerde güvenlik toplantıları yaparak geçiren İçişleri Bakanı, bu kez başkentte kalmayı tercih etti.

Cumartesi'den suç örgütü liderinin pazar günü vereceği mesajları dikkate alan Soylu, video kaydının yayımlanmasından kısa süre sonra erken saatlerde makamına geldi. Bakanlıkta uzunca süre kalan Soylu, gelişmeleri beraberindekilerle tartışıp yol haritası belirlemeye çalıştı.

Soylu'nun bakanlığa ulaştığı sıralarda Emniyet'in en önemli birimlerinden Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi'nde de (KOM) hareketli saatler yaşandı. Bu hareketliliğin sebebi, organize suç örgütü liderinin daireden sorumlu Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Resul Holoğlu'nu hedef almasıydı.

Holoğlu da Bakan Soylu gibi pazar sabahı erkenden makamına geldi. Holoğlu'nun makamına gelmesiyle birlikte daire başkanı Mahmut Çorumlu ile birimin üst yöneticileri de evlerinden daireye çağırıldı.

Hem bakanlıkta, hem de KOM Dairesi'nde akşam saatlerine kadar süren değerlendirmeler yapıldı. Aldığım bilgiye göre, değerlendirmelerden elle tutulur bir sonuç çıkmadı. Bu arada, Holoğlu ile Çorumlu arasında çalışma prensiplerinden kaynaklanan "soğukluk" halinin uzun süredir devam ettiği neredeyse tüm teşkilatın bildiği konu.

"TERFİ İÇİN TEK YETKİLİ SOYLU"

“Bakan Soylu'nun içinde bulunduğu durum, Emniyet teşkilatında önemli bir süreci de yakından etkiliyor” diyen Şardan, bir başka iddiayı da şöyle dile getirdi:

Teşkilat içinde amir ve müdürlerinin bir üst rütbeye terfi ettirilmesi ve sonrasında ise atamaya tabi tutulmasını sağlayacak, aynı zamanda emekli edilecekleri de belirlemek amacıyla toplanması gereken Yüksek Değerlendirme Kurulu, "yaşanan belirsizlik" nedeniyle bir türlü bir araya gelemiyor. Suç örgütü liderinin son yayınında adını kamuoyuna duyurduğu Holoğlu ve Yılmaz aynı zamanda Yüksek Değerlendirme Kurulu'nun iki üyesi. Kurul, en son iki hafta önce toplandı ve karar alamadan dağıldı. Ne zaman toplanacağı da henüz belli değil! Bir de birinci sınıf emniyet müdürlüğüne atanmayı bekleyenler var. Bu terfi için tek yetkili Bakan Soylu. Bu konuda da henüz bir hareket gözükmüyor.

Fakat ilginç bir bilgi emniyet kulislerinde konuşuluyor. Bazı emniyet müdürlerinin isimlerinin, Cumhurbaşkanlığı'nca MİT Başkanlığı'na gönderilip bilgi istendiği ifade ediliyor. Üzerinde araştırma yapılan isimlerin birinci sınıfa terfi etmesi planlanan emniyet müdürleri ile olası yeni kararnamede aktif görev verilmesi beklenen isimler olduğu belirtiliyor.

Şardan, yazısında son olarak şu yorumu da yaptı:

"Suç örgütü liderinin video yayınlar üzerinden devlet görevlilerine yönelik hakaretleri ve ithamları hakikaten çok üzücü. Devleti yöneten siyasiler en kısa zamanda ortaya saçılan iddialar hakkında adli ve idari incelemeleri başlatıp ülkeyi sırtındaki kamburdan kurtarmalıdır."